Yazan: Emmanuel Robles
Çeviren: Kaya Öztaş
Yönetmen: Ümit Çırak
Yardımcı Yönetmenler: Tolga Çıklaçiftçi, Çağatay Çatal
Reji Asistanları: Itır Karabulut, Zarife Nur Şen, Burcu Peşinci
Dekor Tasarım-Uygulama: Ceren Evgen Çırak
Kostüm Tasarım-Uygulama: Levon Kordonciyan
Işık Tasarım-Uygulama: Serdal Ece
Müzik Tasarım-Uygulama: Kutsal Kaan Bilgin
Afiş Tasarım: Burcu Peşinci
Video Prodüksiyon: TAMTAM – Ozan Can, Umut Kahya
Performans: Nadide Deniz Korkmaz, Saruhan Tolga, Eray Uygun
Oynayanlar: Ümit Çırak, Çağatay Çatal, Can Sertaç Adalıer, Özenç Eren Yelçi, Bertan Çalışkan, İlkay Eren, Baran Bayraktar, Itır Karabulut, Öyküsu Özyürek, Erdi Yaşar, Emirhan Bayramoğlu, Ozan Can, Buğra Akyüz
2 perde / 85 dak.
"Özgürlük, tutsaklığın olmadığı yerde bir bedele ihtiyaç duymaz. Çünkü yaşamsal haklarımızdan en olağanı, en değerlisidir. Tutsaklık ise ya bireysel ya da toplumsal başkaldırının en yaygın cezalandırılma biçimidir. Zulüm görmeyen, sömürülmeyen, esaret altına alınmayan toplum ya da bireyler başkaldırmazlar. Tarih boyunca güçlü güçsüzü, zengin fakiri, çoğunluk azınlığı, gericilik ilericiliği esareti altına almak istemiştir. Bunun nedeni; ya hakimiyet kurma ya da var olan hakimiyetini koruma refleksidir. Emmanuel Robles bu oyunda hem toplumsal hem de bireysel boyutta tartışıyor özgürlüğü. Sömürülen halk toplu kıyımlarla yok edilirken, baş kaldıran vicdanına hapsediliyor. Özgürlüğünüzün bedeli, hayatınızla ödenecek kadar ağır olabilir, peki birilerinin hayatı diğerlerine bedel olabilir mi? Üstelik buna karar vermek sizin işkenceniz ise; doğru kararı vermek daha da zorlaşmaz mı? Emmanuel Robles böylesi bir kıskacın içine sokuyor bizleri. Bugün hiçbir sömürünün; din, medenileştirme ve demokratikleştirme gibi yalanlarla olağanlaştırılamayacağını biliyoruz. Buna rağmen hala dünyanın bir çok köşesinde sömürü var. Hapishane açmakla övünen idarelerin olduğu kendi topraklarımızda da; özgür düşüncenin ıslahat gerektirmediğini ve tutsaklık ile cezalandırılamayacağını bir de sahneden söyleyelim istedik. Onların karanlığına karşılık, düşümüz, düşüncemiz ve sahnemiz aydın olsun. İyi seyirler." Ümit Çırak